Kadınlarda İdrar Kaçırma ve Tedavisi

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA SORUNU VE TEDAVİSİ

Prof. Dr. Bülent Çetinel
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Üroloji Anabilim Dalı


Normal bir kişi idrarını tutabilme ve istediği zaman idrar yapabilme özelliğine sahiptir. Kişilerde idrar tutamama hali yani idrarın kişinin isteği dışında dışarı atılması idrar kaçırma olarak tanımlanır. Erkeklerde oldukça seyrek görülmekle birlikte bu durum kadınlarda sık görülmektedir. İdrar kaçırma sıklığı yaşla birlikte artmaktadır ve bu problem 40 yaşın üstündeki kadınların %15-20’sinde görülmektedir.
Türkiye genelinde 45 şehirde Üroloji ve Kadın Doğum polikliniklerinde Prof. Dr. Bülent Çetinel başkanlığında yürütülen çok merkezli bir çalışmada her 3  kadından birinin idrar kaçırdığı tespit edildi. Bu polikliniklere idrar kaçırma yakınması dışında yakınmalarla başvuran 5565 kadın, idrar kaçırma yakınmalarının var olup olmadığı, varsa bu yakınmanın şiddeti, sıklığı, tipi, yaşam kalitesini ne derece bozduğu ve idrar kaçırma nedeniyle daha önce tedavi görüp görmedikleri şeklinde sorgulandıklarında ilginç sonuçlar elde edildi. Şöyle ki; idrar kaçıran her 10 Türk kadınından 9’u bu yakınmasını saklamakta  ve tedavi için bir sağlık kuruluşuna başvurmamaktadır. Kadınlarda yaş arttıkça idrar kaçırma görülme sıklığı artmaktadır. Bunun tersine kadınların eğitim düzeyi arttıkça idrar kaçırmanın görülme sıklığı azalmaktadır. Kadında idrar kaçırma en sık öksürürken ve hapşırırken ya da ağır bir şey kaldırırken ortaya çıkmakta, bunu tuvalete yetişemeden idrar kaçırma takip etmektedir. En rahatsız edici idrar kaçırma şekli ise tüm bu durumların birlikte görüldüğü durumlardır. İdrar kaçıran her 5 kadının birinde sık ve şiddetli idrar kaçırma söz konusudur. Kadınlar sık idrar kaçırmayı seyrek olarak idrar kaçırmaya göre 8 kat, fazla miktarda idrar kaçırmayı ise az miktarda idrar kaçırmaya göre 10 kat daha fazla rahatsız edici bulmaktadırlar.  Sık ve şiddetli idrar kaçıran kadınlar bu yakınmalarını son derece rahatsız edici bulmalarına rağmen bu şekilde idrar kaçıran her 10 kadının  7’si tedavi için bir sağlık kuruluşuna başvurmamaktadır. Halbuki bilinmelidir ki kadında idrar kaçırma uygun ve yeterli şekilde değerlendirilip idrar kaçırmanın altında yatan neden doğru olarak belirlendiğinde idrar kaçırma tedavisinin başarı oranı son derece yüksektir.

İdrar kaçırma kişiyi son derece rahatsız eden bir durumdur. İdrar kaçırma sorunu olan kişiler bu nedenle genellikle kendilerini toplumdan soyutlamaktadırlar. Bu kişilerde depresyon gibi ruhsal bozukluklar daha sık görülmektedir. İdrar kaçırma mesleki başarısızlıklara neden olmaktadır. İdrar kaçıran kişilerin cinsel yaşantılarında da sorunlar ortaya çıkmaktadır.Görüldüğü gibi idrar kaçırma kişilerin yaşam kalitesini bozmaktadır. İşin ilginç tarafı idrar kaçıran kadınlar bu sorunlarını suçlarını saklar gibi gizlemektedirler. Bu kişiler idrar kaçırdıklarını çoğu kez en yakınlarına bile söylememektedirler. Bu saklamanın çeşitli nedenleri vardır: Öncelikle idrar kaçırma şiddetli utanma duygusuna neden olmaktadır. Ayrıca idrar kaçıran kadınlar sıklıkla bu durumu yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görmektedirler. İdrar kaçıran kadınlarda bu durumun tedavi edilemiyeceği gibi yaygın ve yanlış bir kanı bulunmaktadır. Halbuki kadınlarda idrar kaçırma yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir ve nedeni iyi bir şekilde tespit edilirse çoğu kez mükemmel bir şekilde tedavi edilebilmektedir.

Kadınlarda idrar kaçırma temelde iki nedenle ortaya çıkmaktadır. Birinci neden idrar kesesi(mesane) kaynaklıdır; bu durumda kaçırmaya idrar kesesindeki kontrolsuz kasılmalar neden olmaktadır. Bu kontrolsuz kasılmaların nedeni çoğu kez bilinmemektedir ve bu durum aşırı aktif mesane olarak adlandırılmaktadır. Bu tip kaçırmalar şiddetli idrar yapma gereksinimi ile birlikte tuvalete yetişemeden ortaya çıkarlar. İkinci neden idrar kesesinin ağzındaki idrar tutma kaslarındaki gevşekliktir. Bu gevşeklik sıklıkla doğum sayısının artması, zorlu ve uzamış doğumlar, yüksek doğum ağırlıklı bebek doğurma, şişmanlık gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu tip kaçırmalar ise öksürme, hapşırma, ıkınma, ağır kaldırma gibi durumlarda ortaya çıkarlar. Bazen de bu iki neden birarada bulunmaktadır.

Kadınlarda idrar kesesinin ağzındaki tutma kaslarındaki gevşekliğe bağlı idrar kaçırma sıklıkla alt karın boşluğu (pelvis boşluğu) içindeki organların (idrar kesesi, rahim, kadın yolu(vajina) ve kalın barsağın en uç bölümü olan rektum) sarkması ile birlikte  görülür. Kadında bu organların sarkması bu organları yerinde tutan pelvis taban kasları ve bu organları pelvis boşluğuna bağlı tutan bağların gevşemesi sonucu ortaya çıkar. Pelvis içi organ sarkması  aynen tutma kaslarındaki gevşekliğe bağlı idrar kaçırmada olduğu gibi yaşlanma, artmış doğum sayısı, zorlu doğumlar, yüksek doğum ağırlıklı bebek doğurma ve şişmanlık gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar. İdrar kesesi sarkması tıp dilinde sistosel, rahim sarkması uterus prolapsusu, rektum sarkması rektosel, rahimi alınmış hastalarda vajina sarkması vajen güdük sarkması olarak adlandırılır.  

Yukarıda anlattığımız idrar kaçırmaların dışında kadınlarda rahim ameliyatları sonrasında ender olarak idrar kesesi ile vajina arasında bağlantı oluşmasına bağlı olarak şiddetli ve devamlı damlama tarzında idrar kaçırmalar ortaya çıkabilir.
Kadınlarda idrar kesesinin mikrobik iltihaplanmaları erkeklere göre oldukça sık görülmektedir. Bu durumda kadınlarda idrar kesesinin iltihap nedeniyle aşırı duyarlılığı söz konusudur ve sık idrar yapma ve tuvalete yetişemeden idrar kaçırmayla kendini belli eder. Bu nedenle idrar kaçırmayla başvuran bir kadında yakınmaların ayrıntılı şekilde dinlenmesi ve muayenenin ardından mutlaka basit bir idrar tahlili yapılmalıdır. Basit tahlilde iltihapdan şüphelenilirse idrar kültürü yaptırılarak mikrobik iltihabın var olup olmadığı araştırılır. Mikrobik iltihap uygun antibiyotikle tedavi edilirse idrar kaçırma da ortadan kalkacaktır.

İdrar kaçıran bir kadının muayenesi öksürük ve ıkınmalar sırasında idrar deliğinden idrar kaçağının olup olmadığı gözlenerek yapılır. Bu arada idrar kaçırmayla birlikte bulunabilen idrar kesesi sarkması ve rektum(kalın barsağın en uç kısmı) fıtıklaşması ve rahim sarkması durumları da değerlendirilmelidir.

Tuvalete yetişemeden idrar kaçırma ve sık idrar yakınmaları idrar kesesinin aşırı duyarlılığını ortadan kaldıran ilaçlarla sıklıkla başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Bu ilaçların en önemli dezavantajı  devamlı kullanıldıkları sürece etkili olmalarıdır. Ayrıca bazen kalp ve sinir sistemi üzerinde istenmeyen önemli yan etkiler de oluşturabilirler. İşte böyle durumlarda yani hasta devamlı ilaç kullanmak istemiyorsa ya da ilaç kullanımına bağlı önemli yan etkiler söz konusuysa tibial sinir uyarı tedavisi denilen minimal girişimsel tedavi uygulaması yapılabilir. Ayak bileği iç yüzdeki kemik çıkıntısının hemen arkasından geçen tibial sinirin ince bir iğne ile tespit edilerek yarım saat süreyle elektriksel uyarı verilmesi esasına dayanır. Bu tedavi ağrılı ve acı veren bir tedavi değildir. Muayenehane şartlarında 12 hafta süreyle uygulanmaktadır. Yanıt alınan hastalarda 2-3 ayda bir idame tedavisi uygulamak gerekebilir. Öksürük ve hapşırma, ağır kaldırmayla ortaya çıkan kaçırmalarda ise idrar tutma kaslarını kuvvetlendiren egzersizlerin hastaya öğretilmesi ve hastanın bunları düzenli uygulamasıyla başarılı sonuçlar alınabilir.

Bu tip ilaç ve ameliyat dışı yöntemlerle sonuç alınamayan şiddetli idrar kaçırma durumlarında idrar kaçırmanın nedeninin kesin olarak belirlenmesi gerekmektedir. Bu da ancak idrar kesesi içi basınçlarının ve idrar tutma kaslarının kuvvetinin ölçülmesi demek olan ürodinamik testle mümkündür. Bu test idrar kesesinin ince plastik bir sonda yardımıyla serumla doldurulmasıyla gerçekleştirilir. Kesinlikle hastaya ağrı ve acı vermeyen bir yöntemdir. Bu yöntemle eğer idrar tutma kaslarında şiddetli bir gevşeklik tespit edilirse cerrahi tedavi gerekli olmaktadır. Son zamanlarda bu durum 10-15 dakikalık bir ameliyatla gayet başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Bu ameliyatlar TVT ya da TOT ameliyatı olarak adlandırılmaktadır. Bu ameliyatlarda idrar borusunun altına destekleyici bir bant gevşek olarak yerleştirilmekte ve tutma kaslarının güçlendirilmesi sağlanmaktadır. Bu ameliyatlar sonucunda hastalar sıklıkla aynı gün evlerine dönebilmektedirler. Bu tip ameliyatlar uzun dönemde başarılı sonuçlar vermektedirler.
İlaçlara yanıt vermeyen idrar kesesindeki kontrolsuz kasılmalara bağlı idrar kaçırmalarda ise son zamanlarda mesaneye botoks uygulaması oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Botoks klostridium botilinum adlı bakteriden elde edilen bir toksindir ve bilinen en etkili biyolojik zehirdir, ancak bilim adamları son 25 yıldır bu en tehlikeli zehiri küçük dozlarda bir çok hastalıkta etkin bir tedavi yöntemi haline getirmeyi başarmışlardır. Botoks tedavisi spazmla seyreden bir çok baş boyun hastalığında ve kırışıklıkların giderilmesi gibi kozmetik amaçlarla başarıyla kullanılmaktadır. Ürolojide ise son 15 yıldır mesane kaynaklı idrar kaçırmalar başta olmak üzere birçok  işeme bozukluğu tedavisinde de başarıyla uygulanmaktadır. Bu uygulamanın en önemli yan etkisi hastaların %20'sinde uygulama sonrası idrar tutulmasının ortaya çıkmasıdır. Dolayısıyla hastalar uygulama öncesi bu yan etki hakkında mutlaka bilgilendirilmelidirler. Botoksun idrar kesesine verilmesi için açık ameliyata gereksinim yoktur, bu toksin idrar kesesine endoskopik bir yöntemle verilmektedir. Hasta bu işlemi takiben birkaç saat içinde evine dönebilmektedir. Mesaneye botoks uygulaması sonucu ortaya çıkan olumlu etkiler 4-12 ay süresince devam etmektedir. Bu süreler sonunda botoks uygulamasını tekrar etmek gerekmektedir. Mesaneye 1 seansda genellikle 200 veya 300 Ünite Botoks A uygulaması yapılmaktadır. Prof. Bülent Çetinel mesane kaynaklı idrar kaçırması olan hastalarda mesaneye botoks enjeksiyonu tedavisini son yıllarda başarıyla uygulamaktadır (bakınız mesaneye botoks uygulaması videosu).

Kadında pelvis içi organ sarkmaları eğer şiddetli ise ve hastayı aşırı  derecede rahatsız eden yakınmalara neden oluyorsa mutlaka cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Örneğin idrar kesesi, rahim veya vajen güdük sarkmaları bazen idrarın tam tıkanıklığına kadar gidebilen zor idrar yapma yakınmaları veya sık idrar, idrar kaçırma gibi yakınmalara neden olabilmektedirler. Bu sarkma durumları bazen öyle şiddetli olabilir ki böbreklerde şişme ve  işlevinde bozukluğa bile yol açabilirler. İdrar kesesi sarkması diğer sarkmalarla birlikte değilse kadın yolundan ve altına biyolojik veya sentetik bir yama konularak cerrahi olarak gayet başarılı şekilde tedavi  edilmektedir. Ancak idrar kesesi sarkmaları sıklıkla rahim ve  rektum gibi diğer organların sarkmalarıyla birlikte görülmektedir. Böyle durumlarda karından çalışılarak rahimin alınmasına da gerek kalmadan vajina ön ve arka yüzüne sentetik meş (destek malzemesi) yerleştirilerek bu meş sakrum kemiğine (omurganın en alt bölümündeki kemik) tespit edilir ve sarkma düzeltilmiş olur. Meş kullanılarak gerçekleştirilen bu tip ameliyatların başarı oranları yüksektir. Son zamanlarda bu tip ameliyatlar artık ülkemizde de robot kullanılarak gerçekleştirilebilmektedir. Rahim ameliyatlarından sonra ortaya çıkan devamlı damlama tarzında idrar kaçırmanın nedeni idrar kesesinin endoskopik olarak değerlendirilmesi sonucunda ortaya çıkartılabilir. Bu yöntemle idrar kesesi ile vajina arasında bir bağlantı tespit edilirse bu durum karından veya vajinal yoldan ameliyatlarla düzeltilmelidir.

Özetlersek idrar kaçırma kadınlarda sık görülen ve yaşam kalitesinde ileri derecede bozulmalara yol açan önemli bir sağlık problemidir. Sıklıkla idrar kesesi kontrolsuz kasılmaları ve tutma kasları gevşekliğinden kaynaklanabilir. İdrar kaçırma ilaçlar, pelvis tutma kasları güçlendirilmesi gibi cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilebileceği gibi bu yöntemlerin sonuç vermediği durumlarda iyi değerlendirilmesi şartıyla kısa süren cerrahi yöntemlerle de gayet başarılı şekilde ortadan kaldırılabilmektedir.

KAYNAK

Prof. Dr. Bülent Çetinel
E mail: Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız
Mobil tel: 0532 2860043
Tel: 0212 2338840
Adres: (Hst)   Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı
(Mua) Valikonağı cad. No 117 Daire 5 Nişantaşı, İstanbul

Mualla Premium Chocolate